Gazeteciler nasıl EYT'li olur? Yılan hikayesine dönen yıpranma hakkı

Gazeteciler nasıl EYT'li olur? Yılan hikayesine dönen yıpranma hakkı
Gazetecilerin yıpranma hakkına dair konuşan Ali Tezel, "Gazetecilerin şu anki yıpranma payları gerçek bir yıpranma hakkı değil, eskisinden çok farklı ve haklarının çoğunda geriye gidiş var" dedi.

ESRA TOKAT


Gazetecilerin erken emekli olmasını sağlayan yıpranma hakkı yıllardır tartışma konusu. 2020’de yapılan son düzenleme ile yıpranma hakkı sadece sarı basın kartı olan gazetecilere tanındı. Bu durum eleştirilirken de bir yanda gazetecilerin erken emekli olup olamadığı konusunda tartışmalar sürüyor.

'23 Mayıs 2002 milat tarihi'

Konuya dair Kısa Dalga’ya bilgi veren Sosyal Güvenlik Müşaviri Ali Tezel, “23 Mayıs 2002 milat tarihi” dedi.

Bir kişinin 23 Mayıs 2002 yılından önce basın sektöründe çalışmışsa 506 sayılı Yasanın ek 5 ve 6. Maddelerine göre yıpranma hakkı varsa başlangıcının 4’te 1’i kadar geri götürüleceğini ifade eden Tezel, “4’te 1’i kadar geri götürdüğümüzde başlangıcı 8 Eylül 1999’dan önceye geliyorsa kişi EYT’li oluyor. Ama 8 Eylül 1999’dan sonraya geliyorsa veya 23 Mayıs 2002’den önce yıpranması yoksa o da normal sigortalı gibi oluyor yani EYT’li olmuyor ve kadınsa 58 erkekse de 60 yaşında emekli oluyor. Yıpranmalı çalışma hizmet dökümüne baktığımızda 2A olarak görünür. 2A’ların toplamı 4’te 1’i kadar ilk işe girişi geriye götürür. 2005’de bunun adı 3A oldu. 23 Mayıs 2002’den önce yıpranması olmayanların EYT kapsamına girmesi söz konusu olmaz ve başvuruları reddedilir” bilgisini verdi.

'2008'de gazetecilerin yıpranma hakkı kaldırıldı'

Gazetecilerin yıpranma haklarında bu kadar oynanma yaşanmasını da değerlendiren Tezel, “1 Ekim 2008’de 5510 Sayılı Kanun çıkarıldı. O kanun gazetecilerin yıpranmalarını kaldırdı. Gelen tepkilerin ardından 1 Mart 2013’te 5 yıl sonra gazetecilerin yıpranma payı geldi ama eskisi gibi gelmedi. Sadece sarı basın kartı olanlar için getirildi bu yeni getirilen yıpranma payının kodu 32A. Öte yandan yaştan düşme eskiden 4’te 1 iken bu yasa ile 8’de 1’e düşürüldü. Yani 2008’den önceki yıpranma payının hesaplanması farklı, 2013’den sonraki yıpranma payının hesaplanması farklı” ifadelerini kullandı.

ali-tezel.jpg
Ali Tezel

'Askerin, polisin var gazetecinin yok'

Bunun gazeteci hakları için olumsuz gelişmeler olduğunu vurgulayan Tezel, 2008 yılında gazetecilerin yıpranma hakkı iptal edilince kaleme aldığı bir yazıyı hatırlattı ve “Bir yerde yangın çıktığında, bir yerde savaş çıktığında gazeteciler dahil olmak üzere sadece asker, polis ve jandarma oraya koşar. Ama askerin, polisin, jandarmanın yıpranma hakkı varken sadece gazetecinin yıpranma payı yok. Benim gibi pek çok kişi de bunu dile getirdi. Bunun üzerine 2013’te yıpranma payını geri getirdiler ama eksik getirdiler. Sadece sarı basın kartı olanlara geri verdiler. Öte yandan pazar günleri, yıllık izinde geçen süreler bu kanunda yıpranmaya katılmaz ne yazık ki” dedi.

'Sarı basın kartı olmayan gazeteci sayılmıyor'

“Sarı basın kartı olmayan gazeteciyi gazeteci olarak saymıyor devlet. Türk toplumu buna gazeteciler de dahil sosyal güvenlik reformları ile neleri kaybettiklerinin farkında değil” diyen Tezel sözlerini şöyle sonlandırdı:

'Gazetecilerin şu anki yıpranma payları gerçek bir yıpranma hakkı değil'

“Milli gelirden alınan pay hakkı 2008 yılında kaldırıldı tüm çalışanlardan buna gazeteciler de dahil. O yüzden bugün emekli maaşları da bu kadar düşük. Bunun tek sebebi 5510 sayılı kanun. Gazeteciler yıpranma payı haklarını tamamen geri almalılar. Çünkü gazetecilerin şu anki yıpranma payları gerçek bir yıpranma hakkı değil, eskisinden çok farklı ve haklarının çoğunda geriye gidiş var. Umarım gazeteciler de bu konuda aydınlanır ve bilinçlenir. Böylece hem toplumu aydınlatır hem de kendileri aydınlanmış olurlar.”

Yıpranma payı hakkında

Gazetecilere çalışma koşullarının yıpratıcılığı nedeniyle erken emeklilik sağlayan ve 1977'de tanınan fiili hizmet zammı hakkı (yıpranma payı) 2008'de iptal edilmiş, 2013'te yeniden getirilmişti. Ali Tezel'in 2013 yılında kaleme aldığı yazıya göre SGK'nın 28 Şubat 2013 tarih ve 2013/11 sayılı genelgesine göre; 1.10.2008 gününe kadar olan gazeteci yıpranmasında 3600 gün olmasa da gazetecilerin hizmet cetvelinde görünen 2A ve 3A'ların dörtte biri kadar hem sigortalılık süresine ilave edilecek hem de yaştan düşülecek.

"506 sayılı kanunun mülga ek 5'inci maddesi kapsamında itibari hizmet süresine tabi olarak çalışmakta iken, kanunun 40'ıncı maddesine göre fiili hizmet süresi zammı uygulaması kapsamına alınmayanların 2008 yılı Ekim ayı başından önce geçen itibari hizmet sürelerinin değerlendirilmesinde 3600 gün prim ödeme şartı aranmayacaktır."

1.10.2008 günü ortadan kaldırılan 506 sayılı Kanun’un ek 5 ve ek 6. maddeleri gereğince verilen ister sarı basın kartı olsun ister olmasın tümünüze yıpranmadan her yıl için 90 gün sadece sigortalılık süresi kazanıyordunuz ve kazandığınız sigortalılık süresi kadar da emeklilik yaşından düşülüyordu. Yıpranma süresi prim ödeme gününe ilave edilmiyordu.

1.10.2008 ile 1.2.2013 günü arasında kendi cebinizden para vererek, 1.2.2013 gününden sonra işveren sizin adınıza prim ödeyerek (sadece sarı basın kartı olanlarınız) yıpranacaksınız. Ancak, bu yıpranmada her yıl için 90 gün prim ödeme gün sayınızı da ilave edilecek. (Oh ne güzelmiş demeyin bu sizin alacağınız emekli aylığını yaklaşık yüzde 25 düşürecek, detayları da aşağıda olacak.) Ama iş yaştan düşmeye gelince aldığınız fiili hizmet zamlarınızın sadece yarısı yaştan düşülecek üstelik üst sınırı da 3 yıl. Mesela, 1.10.2008 gününden sonra 10 yıl (3600 gün) yıpranırsanız emeklilik yaşınızdan sadece 1 yıl, 3 ay düşülecek.

Özel Haber