Hakan Fidan: İsrail-İran gerilimi daha büyük bir savaşın habercisi olabilir

Hakan Fidan: İsrail-İran gerilimi daha büyük bir savaşın habercisi olabilir
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Al Arabiya'ya verdiği röportajda, 7 Ekim 2023 tarihinde başlayan İsrail-Hamas çatışmalarına ilişkin; "İsrail esas itibarıyla kendi amacını, kendi niyetlerini gizlemek için Hamas’ı sürekli bir öcü olarak kullanıyor. Uluslararası topluma Hamas’ı radikal, anlaşmaya yanaşmayan irrasyonel bir örgüt olarak sunuyor" ifadelerini kullandı.

Dışişleri Bakanı Fidan, Dubai merkezli Al Arabiya televizyonuna verdiği özel röportajda İsrail-Hamas çatışmaları başta olmak üzere mevcut bölgesel gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Fidan'ın değerlendirmelerinden öne çıkanlar şöyle:

"Mısır ve Katar tarafından yürütülen müzakere görüşmelerini destekliyoruz"

"Mısır ve Katar tarafından yürütülen müzakere görüşmelerini destekliyoruz. Türkiye, 2008-2009’daki ilk Gazze savaşından itibaren bütün arabuluculuk ve ateşkes çalışmalarının içerisinde yer aldı. Cumhurbaşkanımız o dönem başbakandı. O dönem bu konuda beni görevlendirmişti. 2008’deki savaşta konunun içindeydik, daha sonraki Gazze savaşlarında da konu içindeydik.

Türkiye’nin bu konuda devam eden bir duruşu var. Şimdi bu meselede şu an için Katar ve Mısır’ın yürüttüğü müzakerelerin bir sonuç vermemiş olması ve şu an itibarıyla bir sonuç vermiyor gibi gözükmesi, bu iki ülkenin müzakere pozisyonlarının başarısız olduğu manasına gelmiyor. Bu meselenin zor olduğunu kabul etmek lazım. İsrail’in burada çok anlaşmaya, uyuşmaya yanaşmayan bir tavır içerisinde olduğunu kabul etmek lazım. Şu an kardeşlerimiz, iki tarafın isteklerini belirli bir noktaya getirmeye çalışıyor. Biz burada bu kardeşlerimize ve Hamas’a elimizden gelen desteği veriyoruz. Onlara müzakereler için Türkiye’nin olumlu ve yapıcı katkısını sunmaya hazır olduğumuzu ifade ediyoruz.

Bu Gazze savaşında ise başta Türkiye olarak biz ilk günden itibaren hep şunu söyledik: Eğer bu trajediden bir ders çıkarmazsak, kalıcı bir çözüme yani iki devletli bir çözüme gitmeksek bu, bu son Gazze savaşı olmayacak. Tam tersine, gelecekte daha başka savaşlar, daha büyük yıkımlar ve gözyaşları bizi bekliyor olacak. Dolayısıyla bizim daha fazla çalışıp iki devletli çözüme ulaşmamız gerekiyor.

"İsrail Hamas’ı sürekli bir öcü olarak kullanıyor"

İsrail esas itibarıyla kendi amacını, kendi niyetlerini gizlemek için Hamas’ı sürekli bir öcü olarak kullanıyor. Uluslararası topluma Hamas’ı radikal, anlaşmaya yanaşmayan irrasyonel bir örgüt olarak sunuyor. İsrail böyle yaparak kendi asıl hedefini ve amacını kamuoyundan gizlemeye çalışıyor.

Bir defa İsrail’in şunu yapması lazım. Demeli ki, "Ben, 1967 sınırlarını, uluslararası toplumun kabul ettiği sınırları kabul ediyorum. Benim başkasının toprağında gözüm yok. Bu sınırlar benim toprağım ve ben devlet olarak bu sınırlar içerisinde kalmayı kabul ediyorum. Başkasının toprağı ile ilgilenmiyorum, Filistin toprağına bakmıyorum" demesi lazım.

"Rehinelerin bırakılması konusunda temaslarımız devam ediyor"

İsrail’in şu anda özellikle ilgilendiği tek konu rehinelerin geri alınması meselesi. Bu insani bir durumdur. Bu konuda biz de çok hassasız. Cumhurbaşkanımız rehinelerle ilgili olarak kendisine ulaşan talepler konusunda son derece hassas. Bu konuda hem istihbarat servisimize hem bizlere, gerekli çalışmaları yapma talimatı verdi.

İsrail ile bu konuda temaslarımız var. İsraillilerden gelen, hatta başka ülkelerden gelen talepleri Hamas’a aktarıyoruz. Yani özellikle rehinelerin bırakılması konusunda temaslarımız devam ediyor. Fakat Hamas’ın rehinelerin bırakılmasıyla eş zamanlı olarak insani yardımların başlaması, Filistinlilerin tekrar kuzeye dönmelerine imkan tanınması gibi talepleri var. Biliyorsunuz esas itibarıyla uluslararası toplum da bunları istiyor.

"Bu gerginlik daha büyük bir savaşın habercisi olabilir"

İsrail ile İran arasında başlayan gerginlik bizim uyardığımız bir konuydu. Bu gerginlik daha büyük bir savaşın habercisi de olabilir. Şu an için durum sakinleşmiş görünse de bu potansiyel her zaman var.

Gerginlik 1 Nisan’da İsrail’in Şam Büyükelçiliği’ne yaptığı saldırıyla başladı. Ki biz bu saldırıyı kınadık. Bu uluslararası hukukun ve geleneklerin ayaklar altına alındığı bir olaydı. İran açık bir provokasyona maruz kaldı. Bunun neticesinde yapılan misilleme harekatıyla, bölge büyük bir facianın eşiğinden döndü. Bu esnada taraflarla görüşme içerisinde olduk. Gerek Amerikalılarla gerekse İranlılarla görüştük. Bununla, her iki tarafın da yapmak istediklerinin yanlış anlaşılmasını, asıl niyetlerinin dışında bir senaryonun hayata geçmesini engellemeyi amaçladık." (ANKA)

Gündem