Mustafa Sarıgül, yeni partisini anlatıyor: “Sağ parti değiliz, sol parti de değiliz"

Mustafa Sarıgül, yeni partisini anlatıyor:  “Sağ parti değiliz, sol parti de değiliz"
Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, sosyal medyada espri konusu olan türkü söyleme denemelerine, golf sahasından verdiği tarım mesajlarına, Şişli belediyesinin yönetimini bile kazanamamışken Türkiye'ye nasıl talip olduğuna kadar pek çok konuda Pervin Metin'in sorularını yanıtladı.



Siyaset yaşamına CHP Şişli İlçesi Gençlik Kolu Yönetim Kurulu üyeliği ile başlayan ve bu partide yıllarca siyaset yapan Mustafa Sarıgül, yoluna kendi kurduğu Türkiye Değişim Partisi (TDP) ile devam ediyor.  “Biz ne sağcı ne de solcuyuz” diyen Sarıgül, Türkiye’nin 104. partisi olan TDP ile tarihe önemli notlar düşeceğine ve siyasetin dilini tamamen değiştireceğine inanıyor. Sarıgül, neden bir parti kurduğunu, siyasete gözünü açtığı CHP’ye ve eski yol arkadaşlarına kırgın olup olmadığını, parti kapatılmasıyla siyasi görüşünü anlattı. Son zamanlarda sosyal medyanın gündeminde olan türkü videolarıyla ilgili yapılan eleştirileri de Kısa Dalga için yanıtladı. 

SARIGÜL SÖYLEŞİSİNİ İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN


“TDP’de genel başkana bağlı bir demokrasi yok”

“Türkiye Değişim Partisi tüzüğü, programıyla diğer 104 partiden farklı. Biz tam demokrasi diyoruz” diyen TDP Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, şöyle devam ediyor:

“Diğer partilerde genel başkanları 1300-1400 delege seçiyor, bizde genel başkanı partiye kayıtlı bütün üyeler seçiyor. Siyasi Partiler Kanunu, seçim sisteminin tamamını değiştirmek istiyoruz. Evrensel hukuk kuralları, inançlara saygılı laiklik diyoruz. Üretim, sanayi, teknoloji, tarım, hayvancılık diyoruz. Türkiye'ye ‘Korkmayın, görüşlerinizi, düşüncelerinizi açık ve net bir şekilde söyleyin’ diyoruz. Partimize kayıt olan bir genç, kendisini sevdiriyorsa gelip rahatlıkla genel başkan adayı olabilir. Bizde lidere, genel başkana bağlı bir demokrasi yok. Tamamen yurttaşlarımıza bağlı bir demokrasi var.”

“Siyasete nezaket getireceğiz”

Siyasetin dilini değiştireceğinin altını çizen Sarıgül, “Çünkü Türkiye’nin buna ihtiyacı var” diyor. “Siyasete nezaket, zarafet getireceğiz. Rakiplerimizi eleştirirken onların ülke, dünya insanlığı, barış, demokrasi, özgürlük için yaptığı güzel şeyler varsa onları da söyleyeceğiz. Eksik bıraktıkları varsa da çözüm önerilerimizle birlikte sunacağız. Emeğin, kardeşliğin partisiyiz.”

“Ne sağ ne de sol bir partiyiz. Diğer partiler bunu diyemez”

“Ankara'ya büyük bir demokrasi sofrası kurmaya gidiyoruz. Bu demokrasi sofrası son derece yoğun renkte olacak.  İnsanları sağcı, solcu, faşist, Komünist, Alevi, Sünni, Kürt, Laz, Ermeni diye ayırmıyoruz. CHP ben sol parti değilim diyemez. Ama biz sol parti değiliz. AK Parti, İyi Parti, MHP biz sağ parti değiliz diyemez, biz sağ parti değiliz. Biz hepsini buluşturan merkezimizde insan olan ve eksenine insanı alan bir siyasi partiyiz.”

“Şişli’yi kaybetmedik kazandık. 50 bine yakın oy aldım”

2019 yılındaki yerel seçimlerde DSP’nin Şişli Belediye Başkan adayı olan Sarıgül, “Bu seçimlerde Şişli’yi bile kazanamadı, nasıl olacak da iktidar olacak!” eleştirilerine şu yanıtı veriyor:
“Şişli’yi biz kazandık. Şişlili yurttaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Yaklaşık olarak 50 bine yakın oy aldık. Ama karşımda CHP, HDP, İyi Parti, Saadet Partisi vardı. Diğer tarafta AK Parti, MHP vardı. İki tarafta cepheleşme varken ona rağmen ben orada ikinci oldum ve ciddi bir oy aldım.  Her parti kendi adayını çıkarmış olsaydı, ben çok yüksek oyla bugün belediye başkanıydım. İstanbul seçimlerini, 2014’e bakarsak tek başıma yüzde 41 oy aldım. Bu bir rekordu.”

“Barış gelsin diyen hiçbir partinin kapatılmasından yana değiliz”

Sarıgül, son dönemde HDP’nin kapatılması çağrılarına yönelik görüşünü de şöyle açıklıyor:
“Terörle arasına duvar koyan hiçbir partinin kapatılmasından yana asla değiliz. ‘Silahlar gitsin, barış gelsin’ diyen bir partinin kapatılmasından yana değiliz. O nedenle HDP'nin mutlaka terörle arasına mesafe koyduğunu açıklaması lazım. Silahların gidip barış gelsin söylemlerine geçmesi lazım. Bir siyasi parti, barış, demokrasi içerisinde ise silahlı bir eyleme katılmıyorsa ya da taraftarlarına ‘silahlı eyleme katılmayın, sakın bunu yapmayın’ diye çağrıda bulunuyorsa hiçbir siyasi partimiz kapatılmasından yana olmayız. Düşünceleri kapatarak yok edemezsiniz. Bir siyasi parti mağaza, dükkân değildir. Onun arkasında milyonlarca düşünce vardır.”

“Hiçbir siyasi partiyle ittifak yapmayız”

En çok merak edilen, herhangi bir partiyle ittifak yapıp yapmayacağı konusuna ise açıklık getiriyor Sarıgül:

“Bizi hiçbir siyasi partiyle ittifak yapmayız. Kendi partimizle seçime gireceğiz, kendi görüşlerimizi, düşüncelerimizi kamuoyuyla buluşturacağız. Bir siyasi partinin ittifaklara girmesi mantığını doğru bulmuyoruz. Her partinin kendi görüşü, düşüncesi var. Ne Millet ne de Cumhur İttifakına sıcak bakıyoruz.”

Sarıgül, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan Rektör Melih Bulu’ya karşı öğrencilerin protestosunu şöyle değerlendiriyor:
“Üniversitelerdeki profesörlerimiz, doçentlerimiz, öğretim üyelerimiz son derece değerli ve kıymetlidir. Üniversite yönetimlerine karışmamamız lazım siyasi olarak. Siyasiler, ellerini üniversiteden mutlaka çekmeli. Üniversiteler, öğretim üyeleri kendi aralarındaki seçimlerini yapmalı. Üniversitelerin seçiminde yönetilmesinde mutlaka öğretim üyelerimizin görüşlerinin hâkim olması lazım.”

“Şişli’yi bıraktığım için çok pişman oldum”

Siyaset yaşamında pişmanlık duyduğu adımlar attığını, bunların başında ise Şişli’yi bırakmak olduğunu söylüyor:

“Şişli’yi teslim ettiğim kadrolar maalesef iyi bir şekilde yönetemedi. Hep onun acısını çekiyorum. Keşke çok başarılı olsalardı, Şişli'nin ışığı yansaydı. Işığı bizden sonra söndü, ona çok üzülüyorum. Çok pişman oldum bıraktığım için. Çok üzgünüm, keşke görev verdiğim arkadaşlar başarılı olsaydı da ben de bunları söylememiş olsaydım. Şişli'yi çok özlüyorum. Şişli benim için çok önemli. Orada bir emanet var. Ben çocukluğumdan beri Şişli’deyim. O nedenle benim evladım, evladımın yüzünün gülmesini istiyorum. Şu anda Şişli'nin yüzü gülmüyor. Arkadaşlarımız çalışıyorlar ve önümüzdeki dönemlerde inşallah geri alacağız.”

“Türküleri bestesi güftesiyle söylemek isterdim ama ben bu değilim”

Sosyal medyanın gündeminden özellikle paylaştığı türkü videolarıyla düşmeyen Sarıgül, eleştirilere yanıt veriyor ve neden bu paylaşımları yaptığını anlatıyor:

“Ben sonuçta sanatçı değilim, siyaset adamıyım ve türküleri çok seviyorum. Beethoven, Çaykovski dinlemekten keyif alanlara saygı duyuyorum. Ama benim yaşam felsefem bu değil.  Hayat beni türkülerle büyütmüş. Bestesi, güftesi, notaları ile söylemek isterim, ama ben bu değilim. Ben orada sadece eşlik ediyorum. Keyif alıyorum, yoldayım mutlu oluyorum ve mırıldanmaya çalışıyorum. Bazısını yanlış söylüyorum, bazısını doğru. Eleştiri yapan arkadaşlara çok büyük sempati duyuyorum canları sağ olsun. Bir siyaset adamının eleştiri ve özeleştiriye açık olması lazım. İnanın ki içimizden geldiği gibi yapıyoruz. Yani siyasi adamlarının her şeyinin açık olması lazım. İlla suratsız sert bakan olmak zorunda siyaset adamları. O kalıbı yıkmaya çalışıyorum. Yurttaşlarım gülümsedikleri zaman mutlu oluyorum, keyif alıyorum.”

Neden Golf sahasında tarımsal kalkınma mesajı verdi?

Golf sahasını arkasına alıp Türkiye’nin tarım politikasıyla ilgili konuştuğu ve Bill Gates’e gönderme yaptığı ünlü videosuna açıklık getiriyor:

“Daha önce bir çilek tarlasına gittim. O tarlada çileğin nasıl yetiştirildiğine dair bir video paylaştım, kimsenin dikkatini çekmedi. Bu tarım videosu gayri ihtiyari oldu.  O ara tarım üzerinde yoğun çalışmalar yapıyorduk. Biz tarıma çalışırken, arkadaşlardan bir bilgi geldi. Bill Gates’in tarımla ilgili bir açıklaması var dedi. Bill Gates diyor ki, ‘Tarım geleceğin konusudur.’ Bir arkadaşımızın da otelindeyiz. Misafiriz orada. O anda gelişen bir şey, planlanmış bir şey değil.”

“Ben tarımı Bill Gates’e kaptırmam”

“ ‘Gelin arkadaşlar, buyurun çekin bakalım’ dedim. ‘Tarım Türkiye'nin geleceğidir, tarım sanayisini Türkiye Değişim Partisi iktidarı mutlaka kuracaktır. Bill Gates söyleyince kıymetli oluyor da Erzincanlı Mustafa Sarıgül söylediği zaman niye kıymeti olmuyor. Tarım Türkiye'nin geleceğidir, üretim Türkiye'nin geleceğidir. Tarımı sanayi haline getireceğiz ve tarım sanayisi ile ülkemizi geliştirip güçlendireceğiz.’ Kendiliğinden olan bir şey. Bu videonun nerede çekildiği önemli değil. Konunun içeriğine bakmak lazım. Benim orada söylediğime bakmak lazım. Yalnız ben onu Bill Gates’ten daha önce söyledim. Ben tarımı Bill Gates’e kaptırmam.”

 “Fatih Altaylı’ya dava açmam söz konusu değil”

Sarıgül, Habertürk yazarı Fatih Altaylı’nın çektiği videoların ardından kendisine partiyi kapatıp siyasetten çekilme tavsiyesinde bulunmasıyla ilgili de şu yorumu yapıyor:

“Fatih Altaylı'nın benimle ilgili geçmişte yazdığı sayısız olumlu yazıları vardır. Bir ara da eleştirebilir. Fatih Altaylı eleştirdi diye benim kendisine dava açmam başka bir şey yapmam şık bir davranış olmaz. Ben her eleştiriden ders alan bir arkadaşınızım, siyaset adamıyım. Eleştirilerin elbette saygı ölçülerini aşmaması lazım, kişiliklere dokunmaması lazım, bir kalitesi olmalı. Bugüne kadar dava açtığım bir tek mahalli gazeteci olmuştu onu da sonra geri aldık. Ben bugüne kadar siyasi hayatımda hiçbir gazeteci arkadaşımıza dava açmadım. Aynı zamanda Fatih Altaylı, Galatasaray kulübünden başkanımızdır. Kendisine saygım, sevgim sonsuz.”

SÖYLEŞİNİN PODCASTİNİ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN



Söyleşi