Peker'den 8. video: "SADAT benim üzerimden El Nusra'ya silah yolladı"

Peker'den 8. video: "SADAT benim üzerimden El Nusra'ya silah yolladı"
Sedat Peker sosyal medyadan 8. videosunu paylaştı.Peker, Suriye’deki Bayırbucak Türkmenlerine, TIR'larla gönderdiği askeri teçhizat ve silahlarla ilgili açıklamalarda bulundu. Peker bu işlemin TSK’den “irticai faaliyetler” nedeniyle atılan askerlerin öncülüğüne kurulan SADAT (Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.) tarafından organize edildiğini söyledi. Giden silahların El Nusra’ya gittiğini söyleyen Peker, “Benim üzerimden gidiyor ama ben yollamadım. SADAT’çılar yolladı” dedi.

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in yayınladığı "Fırtınalarla Büyüyen Fidanlar Rüzgarlarla Yıkılmazlar" başlığıyla yayınladığı 8. videoda hedefinde yine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu vardı. 

Sedat Peker, konuşmasında “Oluk oluk kanlarınızı akıtacağım”, “Boyunlarınızdan bayrak direklerine asacağım” sözlerini muhaliflere söylemediğini iddia etti. 


Videoda yine mekan değiştiren Peker, videosuna yoklamayla başladı. Peker şunları söyledi: 

"Süslü Süleyman'a tek ayak üstünde durma cezası vereceğim. Çünkü çok ayıp şeyler söylemeye başladı.

Çakma solculara, gazetecilere selam... Süleyman iççamaşırından sonra çocuk pornosunu örnek vererek konuşmaya başladı. Tedavi görmesi lazım. Süleyman bana artık doktorum diyeceksin. Biz senle artık ahiretlik olduk. Seni cehenneme koysunlar. Diyeceğim beni yanına koyun. Bizim artık ayrılmamız mümkün değil.

40 yaşından küçük kardeşlerim sizin sorununuz var. TV'de gördüklerinize inanıyorsunuz. İnanmayın dedim. Bana da inanıyorsunuz. Olaylara şüpheyle bakın. Doğruyu yayalamış olursunuz. Ben sizinle akit yaptım. Söz namus
Çakma solcular, gazeteciler geçmişte bana küfür yazdınız. 'Ben muhalifleri bayrak direğine asacağım oluk oluk kanlarını akıtacağım' demedim. FETÖ'cüler dedim. Aynı yalanı defalarca tekrarlarsanız inandırırsınız. 

Başka bir başbakanlık dönemdeki skandalı anlatacağım. Ozaman da 'temiz toplum' diye bağırıyorlardı. Samimi söylüyorum. Bizim düşkün Abdulkadir bir yazı yazmış. 'Komplo' diye... Kameraya, tripota, zekaya yenileceksiniz.

"KEŞKE TAYYİP ABİ OZAMAN OLAYLARA MÜDAHALE EDİP ÇÖZSEYDİ"


FETÖ'cülere, Pelikancılara, Derin Memet'e söyledim. 'Gelecek' dedim. Keşke bu kadar anlatım varken Tayyip Abi olaylara müdahale edip çözseydi.

Düşkün Abdulkadir CIA falan deyip duruyor. Onları geç yok öyle bir şey. Onlar da ne olduğunu anlamaya çalışıyor.
Filistin'e imgelerle destek vermeye çalıştım. Azerbaycan'da olay oldu. SEA'ları yolladık. Katar'da sorun oldu. Askeri birlik kurduk. Azerbaycan'da SOKAR var. Alt şirketleri var. Katar'da zaten başka yerler de paralar var. Filistin'de ne var. 'Hamaset'. Sonra 'Kardeşlerimizle beraberiz...' E oraya da yollasaydınız"

15 Temmuz sonrası meydanlara çıkan siyasilere tepki gösteren Peker, "Ben çocukluğumdan bu yana böyle oyunların parçası olmayı kendime yediremedim. Helalleşeceğiz. Ben ajan değilim, bütün dünyaya göstereceğim. Beni bulup getirmek gerçekleri değiştirecek mi Tayyip abi?" dedi. 

"BUNLARIN HEPSİNİ HERKES BİLİYORDU SENDEN SAKLADILAR TAYYİP ABİ"

Peker Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenerek "bunların hepsini bütün halk biliyo, herkes biliyor bir sana anlatmıyorlar, çevreni sarmışlar sana anlatmıyorlar. Sana karşı asla saygısızlık içersinde olmayacağım. Ama sen görmek istemiyorsan ben vatan haini olarak anılmak istemem. Senin hiçbir gücün yokken ben vardım, onların hiçbiri yokken ben vardım. Bir dahaki videoda konuşacağız, Tayyip Abi." dedi. 

Geçmişte yaşanan iki skandal olay anlatacağını ifade eden Peker, şöyle devam etti:
“İçinde herkes var. Eski Başbakanlık döneminde yaşanan, kamuoyunda bilinmeyen. O zaman da bağırıyorlardı, temiz toplum temiz toplum. Sloganı o zamanki Başbakan’ın temiz toplumdu. Onun da içinde olduğu, onun ailesinin içinde olduğu, gazete patronlarının içinde olduğu, benim içinde olduğum… Ve o gazete patronlarının sahibi olduğu tüm gazeteler de bağırıyordu temiz toplum diye, biz bunları yaparken. Amacım birilerini size düşman etmek değil. İyi yazarlar var onların içinde, dürüst namuslu olan. Ama geri kalan inanmayın kardeşim benim.”
Bizim düşkün Abdulkadir, bir yazı yazmış. Sayın Cumhurbaşkanı, ulusalararası komplonun savaşını kazanacak diye. Kardeşim sana elli kez anlatmadım mı? Kameraya tiripota zekaya yenileceksiniz. Ama benden önce Yüce Allah’a yenileceksiniz. Ben Fetullahçılar için de demiştim. Suyun buharlaşma  şeyi var ya? Su buharlaşıp gökyüzüne çıkıyor, sonra gene aşağıya iniyor. Yapılan zulüm çok fazla olunca, yapılan zulüm arşı aleme çıkınca buharlaşıp su gibi gökyüzüne çıkıp, sonra azap olarak aşağıya iniyor. FETÖ’cülere ben demiştim, mevcut olanlara da söyledim. Sülü’ye söyledim, Pelikancılara söyledim. Derin Mehmet’e söyledim, hepsine söyledim. Gelecekti.

"15 TEMMUZ'DA İLK SOKAĞA ÇIKANLARDANIM"


Keşke Tayyip abi, bu şekilde olaylara müdahale edip çözseydi, bu kadar veri varken bu kadar belge varken, bu kadar anlatım varken… Ancak nedense, bize değil, bana değil, onlara inanmayı tercih etti. Daha doğrusu bana değil doğrulara.
Devletin ekonomik krizi var, ondan. Parayı biz toplayalım. On tane SİHA parasını toplayalım. Şuan bende o kadar yok, veremem. Çünkü sıkıntılı bir süreç yaşıyorum. Ama dinleyen arkadaşlarla biz bu parayı toplarız. Yav, kardeşim Filistin, İsrail’in giden malları taşıyan gemilerin kimin olduğu belli. İsrail’de kimin o gemilerin merkezi olduğu da belli. Boykot edelim vs şeyi bırak. Onların malını taşımayı bırakın o zaman. Ya bu Filistin konusu var ya, apayrı bir konu. Buraya değinmek lazım. Ama milleti kasmak için din elden gidiyor, devlet elden gidiyor, aman beka sorunu… Doğdum din elden gidiyor, devlet elden gidiyor, temiz toplum. Hep bu konular olunca bir yerde bir film. 10 tane SİHA gönderin, parayı toplamayı ben başlatacağım.


"SÜLÜ CEZALISIN SENİ TEDAVİ EDECEĞİM"

Peker İçişleri Bakanı Süleyman Soylu için de şunları söyledi: "Süslü Süleyman'a geldik. Kısa geçeceğiz. Alevilik Şiilik konusuna değineceğim. Mahallede bir çocuk gelir. 'Kardeş hoşgeldin' dersin. Bakarsınız bun da bir kaypaklık var. Tam döveceksiniz, hemen bağırmaya başlar. 'Sen Ali'nin ablasını parmaklamadın mı? Küfür etmedin mi anasına? falan. Hop bir bakarsın bu aradan yürür. Bunlara kaşar denir. O televizyon kanalında görmedin mi? Tak aradan yürüdü gitti...
Sülü cezalısın. Seni tedavi de edeceğim. Bu saydı saydı saydı gitti. Adama demezler mi? Namus sahibiysen açıkla. Hani nerede ortakmışız? Nerede resim çektirmişiz? Devamlı görşüşmüşüz. O kadar emin söyledi ki ben bile düşündüm. Bi samimiyetliğimiz de yok. Zorladım çıkaramadım.

Ama orada Erhan Tuncer... Tak aradan yürüyecek ya kafaları karıştırıp... Bir tane de ablası DHKPC'liymiş ordan FETÖ'ye bağladı.

Ben desem ki 'Nurettin diye birini tanımıyorum' kimse kanıtlayamazdı. Ama tanıyorum" Komiser muaviniydi. Birgün çevirme yaparken tanıştık. Sırrı biliyormuş. Sülü dinle... 'Dedim bu aradaş niye içine kapanık' Arkadaşı anlattı. Ablasının toplantı yaptığını biliyormuş bu da akademide öğrenci bilgi veriyor ablasının toplantılarını. Çatışma çıkıyor Nurettin'in ablası ölüyor. 34 sene önce ölmüş. Bu adam deli. Mahallenin kaşarı tak tak tak anlattı kaçtı.

Benim DHKPC'nin korumasına mı ihtiyacım var? Bir de diyor ki 'Ajan'. Öyleyse benim dosyada niye koruma polislerinin ifadesi yok?"

"NİYE HALİL FALYALI'YI ALMIYORSUNUZ, E ONDAN KASETLER VAR TABİ"


Uluslararası uyuşturucu trafiğine ilişkin de konuşan Peker şunları ifade etti: "Ben deseydim ki, Binali Yıldırım, başbakanlığı döneminde ülkeye sıcak para girsin diye özel gizli bir anlaşma yapıldı, bu şekilde bu koordinasyon kuruldu, devleti yargılatmak için. bu kriminal bir olay. Eski başbakanın oğlu, Venezuella ayağı, Kıbrıs'taki o para sistemi, Ortadoğu'ya gidiş. Hani diyorsunuz ya biz herkesi gider alırız. E Halil Falyalı'yı neden almıyorsunuz? E yayınladı arkadaşlar Amerika'nın kırmızı arama bültenini. Ortadoğu'nun uyuşturucu patronu diye. Ama onda kasetler var. Herkesi çekmiş o da. Yok ben Halil'den öğrenmedim. Ben namuslu adamın kasetini yayınlamam. Niye yayınlayım sapık mıyım, teşhirci miyim?"

"KUTLU ADALI CİNAYETİNDE, EKEN VE AĞAR İÇİN ZAMANAŞIMI YOK, KARDEŞİM ATİLLA PEKER İÇİN VAR"

Kutlu Adalı cinayeti için zamanaşımı işlemeyeceğini söyleyen Peker şunları kaydetti: "Bir de Kıbrıslı Kutlu Adalı cinayeti zamanaşımına uğramaz demiştim. Uluslararası hukuku, bizim içtihatları, ceza infaz kanunu inceledim, şöyle bir şey var, cinayet 20 senede zamanaşımına uğruyor, ancak, hakkında açılmış bir mahkeme varsa bu zamanaşımını engelliyor. Burada şöyle bir durum ortaya çıkıyor. Biz AİHM'ne bağlı olduğumuz için, AİHM'nde bu konuyla ilgili yargılama yapılmış. O yüzden o yargılamanın başı zamanaşımını keser. Yani Korkut Eken, Mehmet Ağar ve diğerleri için zamanaşımı olmaz, kardeşim Atilla Peker için zamanaşımı var. Bu içtihatlar zorlama içtihat diyebilir hukukçular ancak, biraz bakıldığında üzerinde infaz savcılığı çalışırsa zamanaşımını çıkarır. Bu içtihatta Türk yargı tarihine, benim yazmış olduğum içtihat olarak girer."

Peker şu şekilde devam etti: 

"O sivil şehit yasası var ya, onun icadı da benim. İnsan korkuyor, ben ölürsem çoluk çocuğum geri kalır. Ama şehit maaşı bağlanırsa o zaman devlet çocuklarıma bakar diye. Bunun fikir babası benim biliyor musunuz, ben yazdım ham halini, bir dostumuz vasıtasıyla.
Şimdi kendim gazeteci oldum, kendim yapımcı oldum, kendim anlatıyorum. Evet, şimdi bizim Süslü Süleyman’a geldik. O televizyon programında görmedin mi? Gazetecilik 2’şer dakika konuşmuş. Soru soracaklar, tak tecavüzcü dedi yürüdü gitti. Sülü senin doktorun benim, seni tedavi de edeceğim.

KORUMA POLİSİ OLAYI


Ablası, DHKP/C’liymiş. Benim koruma kararım. Ya vallahi, İçişleri Bakanlığı makamında bir deli oturuyor. Ben size söyledim, inanmıyorsunuz. Ben size desem ki Nurettin diye birini tanımıyorum. Kimse aksini ispat edemez. Çünkü telefon konuşmam yok. Ben Nurettin’i tanıyorum. Tanımıyorum desem kimse ispatlayamazdı. Ben tanıyorum, anlatmak lazım. Komiser muaviniydi. Biz de bu arkadaşla bir gün çevirme yaparken tanıştık. Sonra bir arkadaşı dedi, bu niye içine kapanık gibi. Bana şey dedi, sırrını biliyormuş, sır gibi bir olayı. Polis Akademisi’ne giderken 13-14 yaşlarında ablası varmış, DHKP’li, bu gidip bilgi veriyor, bildiriyor. Ablasının böyle böyle toplantılar yaptığını. Polisler de geliyor, çatışma çıkıyor ablası ölüyor. 34 sene önce ablası ölmüş ya. Benim DHKP’den koruma almaya ihtiyacım mı var? FETÖ’nün müştekisiyim. İlk etkisiz hale getirilecek 26 kişilik listedeyim. Biz ajan diye yerleştirdik, o da yalan. Öyleyse bu koruma polislerinin ifadesi niye dosyada yok? Bir de diyor ki yurt dışına gitmedi, koruma. Ya yurt dışına gitmeyi bırak, 7-8 ay yanımda kaldı, orada koruma polisi. Evrakları orada."

FG PLAKALI ARAÇ 

"Tecavüz olayında diyor ya 'teşhis etmiş' O tahkikatı yapanların hepsi cezaevinde şimdi FETÖ'den.
Şimdi Sülü'ye bağlı sosyal medya hesapları var. Araştırdım. 20 gr kokain yakalanmış kadının üzerinde tutuklama yok, gizlilik kararı koymuşlar dosyaya. Ulan kansızsın sen.

Şimdi faili meçhul cinayetler neler neler anlatacak bu adam...

Bir de FG plakalı bir araçtan bahsediyor. Dedim kiralık mıydı ne... Her öyle plaka olan FETÖ'cü mü? O zaman AÖ olanı da Öcalan'dan tutuklayın. Sonra birisi mesaj yazmış. Beykoz'da plaka verilirken FG'ydi diye. Siz delirmişsiniz. Fındık kadar beynin yok Cumhurbaşkanı olmaya kalkıyorsun.

Deli arkadaş vallahi deli ya... Namussuz yine ailemi kattı. Eşimin şirketi var. Kaç liralık şirket ki para transferi olsun. Ben İsrail değilim. Ben Merdan Yanardağ da değilim. İsmail Saymaz bir de senden özür diledi ya. Saymaz'ı Haber Türk'ün Veysi boşa düşürdü. Ulan Veysi... Kalk git masadan. İki dakka konuştunuz... "

Habertürk TV’deki yayında gazetecilerin Soylu’ya soru soramadığını iddia eden Peker, şöyle devam etti:

“Adam orada, evet ben aradım diyor, Silivri Emniyet Müdürü’nü, arattırdım diyor. Lan desenize, sen arattırdıktan 3 saat sonra niye bu adam intihar etti? Siz nasıl gazetecisiniz? Büyük tezgaha geldiniz.”

Sadece şunu sorsaydınız. Sedat Peker, bahsettiği Çevre Şehircilik Bakanlığı Genel Müdürlüğü’ndeki kişinin belgesini yayınladı FETÖ örgütünden hakkında soruşturma yürütüldüğünü. Soru bir. Devlet geleneklerine göre hakkında terör örgütü soruşturması yürütülen yüksek dereceli bürokratlar açığa alınır, yer değiştirilir. Böyle bir uygulama yaptınız mı? Yok. İki, bu kişinin hakkında soruşturma varken bile Sadık Soylu ile senin akraban ile Ankara’da devamlı görüşmesi, telefon tapeleri, aynı yerde sinyal vermeler… Bu insan bu kadar büyük maddi projelerin başında duran adam. Öbür soruyu sorun. MASAK’ın başındaki kişinin eşi hakkında FETÖ soruşturması var mı diye sorun.

"BİR TANE KRAL YOK Kİ, 20 TANE PADİŞAH GEZİYOR ÜLKEDE"


Aslında Kürt sorunu, Alevi sorunu bu ülkede güç sahiplerinin kullandığı en iyi argüman. Din konusu keza gene aynı. Çocukken bizi Karadeniz’de büyütürlerken Kürt düşmanı olarak büyütürlerdi. Onlar da Karadenizlileri sevmezlerdi. Öcalan gibi tipler var. Bir de cezaevlerindekilere bok yedirenler. Bunlar oldu. O çocuk onu gördükten sonra başka şansı yok. Ulan bu adamlar bizi bırakmamışlar, niye düşman görülüyor.

Terörün olduğu yerde hep o coğrafyada uyuşturucu olur, yasadışı para, silah kaçakçılığı, hep bu. Derinciler, Mehmet Ağar. Bir de PKK’nın derincileri var. Mehmet Ağar’ın onlarla da arası iyi biliyor musunuz?
Bir tane kral yok ki, 20 tane padişah geziyor ülkede. Padişahım çok yaşa. Padişahım çok yaşa. Böbürlenme padişahım senden büyük Allah var demişler. Siz her şeyi bilemezsiniz.

"SADAT, BENİM ÜZERİMDEN EL NUSRA'YA SİLAH VE ARAÇ YOLLADI"


Diyordum ya Suriye’de sorun var. MİT TIR’ları yakalandıktan sonra benim kafamda şöyle bir şey oluştu. Biz oraya, hem toplumun duygularını yükseltmek, hem de oradaki kardeşlerimize yardımcı olmak için, Bayır Bucak Türkmenlerine, nedir insansız hava araçları, kıyafetler. Ama bunlar sayıca çok fazla, oradaki tüm savaşçılara yetecek kadar. Telsizlerden, çelik yeleklerden tutuncaya kadar, onlar bunlar, TIR’larca. Bu projeyi düşündük, o milletvekili arkadaşımızla da konuştuk. O milletvekili arkadaşımız projeyi aldı, iletmesi gereken yerlere iletti. Tamam. Sonra dediler biz ek tırlar verelim. Sizin tırlarla beraber. Biz tırlar, Sedat Peker yardım konvoyu olarak görülüyor. Basına da fotoğraf veriyor. Tüm ekipmanları veriyoruz. Ama benim adıma giden diğer araçlar var. Onlar da başka yerdeki Türkmenlere gidiyor diye biliyoruz. Ama biz o araçların içinde ne olduğunu bilmiyoruz. Biliyoruz aslında silah var. Çocuk değiliz. O da normal. Olması gerekiyor.
Ama bu MİT ve askeriye tarafından organize edilmiyor. Bu SADAT tarafından organize ediliyor. SADAT’ın içindeki bir ekip tarafından. Şimdi biz bunları yollarlarken, bunların hepsini ben kendi paramla alıyorum. Onlar hariç. Onların benimle hiçbir ilgisi yok. Ama benim adıma gidiyor. İşlem yapılmıyor, kayıt yapılmıyor. Direk geçiş yapılıyor. Sonra ben yüklü miktarda mitsubishi araçlar gönderirken, bana da dediler, bize de verir misin, orada savaşçılar vs. Tamam verelim. Bakıyom, Türkmenler her yerden videolarla teşekkür ediyorlar. Bir iki tanesi Arapça konuşuyorlar. Sonra o Türkmen arkadaştan birisi dedi ki, onlar El Nusra’cı.

Bizim diğer arkadaşlar da diyor ki bu gidenler El Nusra’ya gidiyor. Evet. Benim üzerimden gidiyor. Ama ben yollamadım. SADAT’çılar yolladı. Beni küçültmek istediniz değil mi, göreceksiniz, kibrit kutusuna sokacağım hepinizi. Hem de devleti de yargılatmayacağım. Belki devlete engel olmadığı için gerekli tedbirleri almadığı için para cezası. Devlet benim hikayemde değil.

"PANDORANIN KUTUSUNU AÇALIM"


Pandoranın ilk kutusunu açalım.Siz Suriye’de ticaret yapmak için ne yapmanız lazım biliyor musunuz? Metin Kıratlı Bey var. Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı. Külliyede. Ona gideceksiniz. Ama bir kamyonluk mallar değil. Büyük. Kaçak ham petrol. Çay, şeker, alüminyum, bakır, ikinci el araba. Bunlar milyarlarca dolarlık para. Suriye mücadelesi için parayı kim verdi? Biz. Devlet. Kim şehit oldu orada, millet. Şimdi orada yapılan ticareti anlatacağım.

Siz oradan onayı aldıktan sonrasizi medya grup var. Murat Sancak, Ramazan Öztürk. Tüm hiyerarşi orada. Onların da onayı geçtikten sonra kime gidiyorsunuz, El Nusra’nın iktisat sorumlusu Ebu Abdurrahman. Şuanda da ticaret böyle yapılıyor. Ben o tarihte demiştim ki bunlara silahları veriyorsunuz, bunlar Şii Türkmenlerle savaşıyor. Bizim insanımız. Bir anlat abi bilelim ne oluyor? Bizim üstümüzden gidiyor, herkes Sedat Peker üzerinden gidiyor diyor. Bana anlatacaksınız dedim.

ALBAYRAK'IN YERİNİ SÖYLEDİ


Berat Albayrak nerede biliyor musunuz? Murat Sancak’ın evi var, Hadımköy, Beylikdüzü taraflarında. Beraberler. Bu vatanın çocuğu şehit olacak. Suriye’ye girilmeli mi, girilmeli. Kalınmalı mı, kalınmalı. Doğru politika mı, doğru politika. Ama oradaki para, neden hiç bizim devlete gelmiyor.

Devletten, bizden oraya para gidiyor. Orada bir ticaret var, para kazanılıyor. Hem de büyük çok büyük paralar. Ham petrol, bakır, alüminyum.

Mahsuni’nin dediği gibi yiğit muhtaç olmuş kuru soğana. Herkes kendini öldürüyor, ama anlatan yok. Millet inliyor, bilen yok. Bir hayal dünyasına dalmışlar. Milleti korkuturuz.

Bir de bu Sülü var ya, KİA demişti ya. Süslü’ye bir sorar mısınız? Son 4 senede, İçişleri Bakanlığı döneminde bu ülkedeki ne kadar büyük holding, kurum kuruluş var, hepsi bunun şirketine geçti biliyor musunuz? Ya bu makam suistimal etmek değil midir? Bir şirket nasıl bu kadar büyür? Açıklasınlar poliçeyi? Ben de poliçe keserek mutlu olurum Sülü. Gelsin paralar, paket paket.

Bir de talimat vermişsin, benim yakınlarıma operasyon için. İstahbarattan sorumlu İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısına talimat vermişsin. Yap. O bakanlıktan ayrılacan. Tasmayı takacam Sülü. Üzdüğün her çocuk için. Beni buradan alacaklar, al. İşkence yapacaklar yap. İşkence görmedik mi hayatımızda?

"NİYE 5-10 TANE AİLE ALIYOR ÜLKEDEKİ PARAYI, NİYE HALK FAKİR?"


Çok enteresan bir olay yaşadım. Bizim Libya’da olmamız çok önemli. Bakan bey ile tanıştık. İsmini vermeyeceğim. Sıkıntıya girmesin. Bakanlar Kurulu toplantısı var. Bizim Bakanlar, Sarraç beyin yanında. Bu arkadaş o ekipten. Konuşma oluyor. Konuşma olduktan sonra çok enteresan. Diğer bakanlar müsaade isteniyor, baş başa görüşülecek. Sayın Cumhurbaşkanımız, kendisine şu şu şu ihaleler şu şu şirketlere verilsin. Tamam. Adam istifa etmişti, hatırlıyor musunuz? Niye istifa etti, ben de bilmiyordum? O adam anlattı, yeni öğrendim. O ihalelerle ilgili Libyalı işadamları, savaşı destekleyenler biz yapacağız diye istifa etmiş. Bakan söyledi. Ben onun yalancısıyım. Libya’da şehit olanlar kim? Niye 5-10 tane aile alıyor, ülkedeki parayı? Niye halk fakir? Ekonomimiz büyüyor. Maşallah.

Suriye’de bu olay var ya, ondan sonra benim üzerimden yapmayı kestiler. Şahit oldum buna. PKK’ye silah satmışım diye sokakta nasıl bir dedikodu çıkarıldı. Anlatacağım."

"SİZİ TAHRİK EDEN OLURSA ASLA SOKAĞA ÇIKMAYIN"


Peker, konuşmasını şöyle bitirdi: 

“Kendinize çok iyi bakın. Sizi tahrik eden olur, asla sokağa çıkmayın. Kendinizi kullandırtmayın. Ülke karışacak diye insanları korkutacaklar, coşku verecekler. Biraz da tutuklama. Zaten terör örgütü üyeleri içinde adamları var, derincilerin. Onları da katacaklar. İyi olan şeyleri de bozacaklar. Yapmayın.”
 




Gündem