Murat Ağırel: Tehdit alıyorum

Murat Ağırel: Tehdit alıyorum
Gazeteci Murat Ağırel, yazığı kitaplar ve haberlerle Türkiye'nin uyuşturucu baronlarını ve uyuşturucu ticaretinde ülkenin durumunu anlatıyor. Ağırel, son kitabı 'Havala'yla sadece uyuşturucu ticaretini değil, kara paranın nasıl aklandığını da gözler önüne serdi. Kısa Dalga'ya konuşan gazeteci, kitapları ve haberleri nedeniyle tehdit aldığını anlattı.

BERNA CAN

Gazeteci Murat Ağırel, son dönemde yazdığı kitapları ve haberleriyle Türkiye'deki uyuşturucu ticaretini anlatıyor. Ülkenin artık uyuşturucu ticareti rotası olmaktan çok hedef ülke haline geldiğini söyleyen Ağırel, son yazdığı Havala kitabı nedeniyle tehdit aldığını belirtti.

PODCASTİ DİNLEMEK İÇİN PLAY'E TIKLAYINIZ

'Evimin önüne gelip çekim yapanlar var'

Gazeteci Murat Ağırel yaşadıklarını "İlk defa burada söylüyorum. Yayın yaptığım değerli dostum Şule Aydın, Timur Soykan, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu hepsi biliyor. 3-4 seferdir işte evimin önünde gelip çekim yapanlar, evimin videosunu çekenler var. Beni takip edenler, otoparka girip aracımı kontrol edenler. Bir sürü şeyle karşılaştık. Hepsini savcılığa bildirdim, emniyete bildirdim, İçişleri Bakanlığı biliyor. Bunlar olacak. Ben bunları göğüsleyebilirim" ifadeleriyle anlattı.

Ağırel, "Ben kitabı yazarken iddianameyi okuduğumda, o yazıları yazıp televizyonda anlatırken bunlar kendi arasında konuşuyor. 'Ya bu Murat Ağırel denen adam yine çıktı. Yine bizim hakkımızda konuşuyor' diye ve bana küfrediyor. Bunlar kayıtlarda" dedi.

'Araç Mersin plakalı, tesadüf olabilir mi?'

Ağırel, aldığı tehditten sonra yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Normalde Emniyet'in yapması gereken; bunu gördükten sonra bana bilgilendirme yapması. Bana mutlaka bilgilendirme yapması gerekiyor. Yapılmamış mesela. Yani bu adamlar, mesela benim geçen evime gelen arabanın plakası Mersin plakalıydı. Şimdi aracı kullanan kişi tespit edildi emniyet tarafından. Adam diyor ki ''ben çapkınlık yapmaya geldim, adresimi karıştırdım, yanlışlıkla bu otoparka girdim'' diyor. Belki doğru olabilir, bilmiyorum. Ama bu kadar tesadüfler zincirinin bir araya geldiği nokta olabilir mi?zSen yanlış geldiysen navigasyon var elinde, bakarsın. Gider araştırırsın değil mi? Benim evimin videosunu niye çekiyorsun? Televizyon telefonunda bulunuyor. Kameralarda gösteriyor bunu.

Savcıya dedim ki, 'Sayın savcım nereye gittiğini bir sorun. Hangi eve gidiyor çapkınlık için? Çapkınlığa gittiğini söylüyor ya. Adresi vardır mutlaka. Hangi adresmiş? O kişiye gidip bulsanıza. Doğru mu değil mi?' diye. Sorulmamış bile. Bunlarla uğraşıyor, bunlarla boğuşuyoruz."

Türkiye uyuşturucu rotasında transit noktadan geçip hedef nokta konumuna geldi

Ağırel, uzun süredir uyuşturucu ticaretini takip ediyor. Uyuşturucu ticaretinde değişen rotayı ve Türkiye'nin konumunu anlatan Gazeteci Ağırel, Mersin Limanı'na dikkat çekti:

"Daha önce bu Orta Doğu'ya giden uyuşturucu maddelerin transferi Lazkiye Limanı'ndan yapılıyordu. Orada da çok büyük bir teşkilat vardı aslında. Suriye Savaşı'ndan sonra, Suriye'deki iç karışıklıklardan sonra buradaki rotayı kullanan kişiler Türkiye'yi seçti. Ve bunu da Mersin Limanı olarak belirlediler.

İlk başta serbest bölgede ticaret yapan kişiler... Oradaki Mersin Serbest Bölgedeki boşlukları ya da ihmalkarlıkları değerlendirerek bunu çok rahat yapmışlar. Bunu iddia olarak söylüyorum. Serbest bölge yönetimi el değiştirdikten sonra yeni gelen yönetim orada bir takım önlemler alıyorlar. Kamera takıyorlar, işte gelen her türlü ürünün X-Ray' den geçmesini sağlıyorlar ve bu da oraya muz getiren tacirlerin oradan uzaklaşmasına sebep veriyor. Bu sefer muz ticareti Mersin Limanı'na dönüyor."

Muz ve kokainin kokusu çok benzer

Peki, neden muz özellikle tercih ediliyor? Ağırel bu soruya şöyle yanıt verdi:

"Muzun yoğunluk bakımından, dökme olduğu için ya da konteynırın içerisindeki diziliş bakımından içerisine kokainleri dizdiğin zaman yoğunluk gözükmemeye elverişli. Diğer bir hususta uyuşturucu kokusunu alan köpeklerin burnundaki hassaslık muzda çok fazla önemli olmuyormuş. Yani muz kokusuyla kokain kokusu birbirine karışıyormuş. Çok yakınmış birbirine. Bu oradaki narkotik birimlerinin bize söylediği bir şey. Dolayısıyla da muzu çok tercih ediyorlarmış.

Bir de muzun ticareti zaten devamlı Güney Amerika ülkelerinden yapıldığı için... Güney Amerika ülkelerinden yapılan ticarette de en fazla bizim ithal ettiğimiz ne var orada; muz. Dolayısıyla bunu kullanıyorlar. Bence bu seçenek daha ağırlık verilmesi gereken bir seçenek. Çünkü uyuşturucu tacirleri, özellikle Türkiye'yi rota olarak belirleyen tacirler muzu hem bu yönden kullanıyorlar hem de yükledikleri zaman çok kolay şekilde geliyor. Daha öncesinde ne kadar gitti bilmiyoruz. Ne oldu bilmiyoruz."

Yeni uyuşturucu rotası Türkiye

Dünyadaki farklı ülkeler uyuşturucu baronlarına yönelik operasyonlar düzenliyor. Bazı raporlarda, bilinen uyuşturucu rotasında değişiklikler olduğu ileri sürülüyor.

Ticareti ve aktörleri yakından takip eden Murat Ağırel, "Uyuşturucu trafiğinde kirli bir rota var. Balkan rotası dediğimiz bir rota. Türkiye daha önce burada transfer noktasındaydı, geçiş noktasındaydı. Afganistan'dan gelen uyuşturucu da burada transit noktadaydı. Ama özellikle pandemi döneminden sonra Türkiye artık transit noktadan geçip hedef nokta konumuna geldi" dedi.

'Türkiye'de yakalanan baronlar dünyadaki rotayı belirliyor'

Türkiye'nin hedef ülke konumuna gelmesi, uyuşturucu baronlarının da ülkeye gelmesine devam etti. Son dönemde yapılan operasyonları hatırlatan Ağırel, şu ifadeleri kullandı:

"Buradaki tacirler artık Türkiye'yi tercih etmeye başladı. Ne yazık ki ülkemizde her sabah kalktığımızda -Ali Yerlikaya'nın göreve geldikten sonraki on aylık dönemden bahsediyorum- bir uluslararası baronun yakalanmadığını görmemek mucize gibi bir şey. Her gün bir baron yakalanıyor. Ve bu yakalanan baronlar burada keyfe keder bulunmuyorlar. Bu baronlar uyuşturucu baronları. Orta Doğu'yu dizayn eden, Güney Amerika'daki rotayı belirleyen, Batı Avrupa'yı ve Doğu Avrupa'yı, oradaki uyuşturucu ticaretini dizayn eden baronlar bunlar. Bunların tercih ettiği yer neresi? Türkiye. Çünkü biz Türkiye'de dedik ki Varlık Barışı diye bir şey getirdik..."

'Bu adamlar engellenmezse benim ülkemin çocukları zehirlenecek'

"Biz gazeteciler görünür gerçekliğe uygun olarak elde ettiğimiz belgeleri paylaşmakla mükellefiz" diyen Ağırel, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir insanı uyuşturucu ticaretiyle suçlamak kadar ağır bir suçlama yoktur. Ki biz bunu yapmayız. Suçlama tarzı bizim değildir. Savcının, hakimin, polisin görevidir. Biz ortaya dökülen belgelerle birlikte oradaki somut gerçeği topluma sunmaya çalışırız.

Şimdi Mersin'de bir sorun var. Diyoruz ki, muzla birlikte kokain geliyor ya da uyuşturucu geliyor. Burada bir sorun var. Ve buradaki yakalananlar varsa bunun bir de getiricisi var, alıcısı var. Bunlar kim? Bunların peşine düşüyoruz.

Atlıyoruz bu işlerin nasıl yapıldığını yerinde görmek için Mersin Limanı'na gidiyoruz gidiyoruz. Ardından orayı takip ediyoruz. Ne oldu?

Mahkemede bu insanlar ne ifade verdiler? Şimdi ifadeleri falan topluyoruz, diyoruz ki tamam, Muz çıktı Ekvador’dan geldi Türkiye'ye. Gemi yanaştıktan sonra operasyon yapıldı.

Şimdi orada gerçekten muz ticareti yapan insanlar var mı? Var. Gerçekten alnının teriyle yapanlar var ama bu işi mesela bir tane yabancı uyruklu bir kişi var Suriyeli. Adamın konteynerında uyuşturucu çıktı. Ben bununla ilgili kendisine ulaşmaya çalıştım ilk başta. Aradım, tesadüfen buldum. O da kendi şirketinin bulunduğu adreste başka şirketler var. Onların vasıtasıyla buldum. Aradım kendisini. Siz dedim, Ekvador'daki Sandra Morano ile çalışıyor musunuz? Evet çalışıyorum. Şununla çalışıyor musunuz? Evet çalışıyorum. Muzunuzda kokain çıktı. Ben 'denizden aldım' dedi. Zirai Karantinaya ne zaman başvurduğunu sordum, ben bu soruları sormaya başlayınca ertesi gün Mersin'de yerel gazetede hakkımda haber çıktı. 'Irkçı' Murat Ağırel diye. Neymiş ben onu Suriyeli olduğu için sıkıştırıyormuşum.

Bu adamlar engellenmezse, bunların kurdukları yeni sistemler ya da daha önceki sistemlerle birlikte benim ülkemin çocukları zehirlenecek. Benim ülkemin geleceği kararacak."

Hasan Rastgeldi: Benim size konuştuğumu öğrenirlerse beni öldürürler

Murat Ağırel, son kitabı Havala'yı yazarken yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Bu işi namusuyla yapan insanlar da var. Hasan Rastgeldi bunlardan biri. Hasan abi ben bu uyuşturucuyla ilgili yazıları yazdıktan sonra bana ulaştı. Sosyal medyada da Gazete Muz adıyla yer alıyordu. Bana ulaştı ve 'Murat Bey dedi yazdıklarınız doğru ama eksik' dedi. Eksikliği tamamlayın lütfen dedim. Anlattı ve anlattıklarının da ben kontrolünü yaptım. Doğru çıktı.

Ardından gelecekleri ve bu işi yapan herkesi biliyordu Hasan abi. Biz Timur'la birlikte gittik Mersin'e kendisini ziyaret ettik. Kendisi de muz ticareti yapıyor. Anlattı. Ve orada bize kullandığı bir cümle vardı; 'Benim size konuştuğumu öğrendilerse beni öldürürler' dedi.

Bizimle birlikte başka gazetecilerle de konuşuyormuş ve aynı zamanda devletin gerekli birimleriyle de konuşuyormuş, bilgi veriyormuş. Kitabı yazmaya başladım. Sonra kendisine ulaşmaya çalıştım. Çünkü toparlamam gerekiyor, yanlış yapmamak adına. Araştırırken de başka yerlere ulaşıyorum. Onlara da müdahale etmek zorundayım. Ulaşamadım. Telefonu cevap vermiyor. Sonra Cengiz abiye ulaştım, Cengiz Erdinç'e. 'Ya sen Hasan abiyle görüşüyor muydun?' dedi. ''Abi görüşüyordum.'' dedim. 'Murat ölmüş Hasan abi' dedi. 'Abi nasıl ya?' dedim. 'İntihar etmiş.' dedi. 'Abi nasıl intihar eder?' dedim. 'Benim görüştüğüm kadarıyla adamın hiçbir şeyi yok. Şirketi var, ticaretini yapıyor, gayet de sevilen biri, ailesi var. Nasıl olur?' dedim. Ve bunun üzerine kafamdan aşağı kaynar sular dökülmüş gibi oldu. Tabii ki görüştüm arkadaşlarıyla. Bir aracın içerisinde canına kıymış Hasan abi.

Ben bunun şaibeli olduğuna inanıyorum. Ve bunu da gerekli yerlere de bildirdim. Çünkü ortada çok farklı şeyler var. Ben bunu iddianamelerden de gördüm. Çünkü bu iş ne yazık ki çok büyük paralar dönen bir iş. Ve bu ülkenin çocuklarına ne olmuş, bu ülkenin insanlarına ne olmuş kimsenin umurunda değil. Herkes cebine koyacağı parayla ilişkilendiriyor hayatını. Dolayısıyla da çok para olduğu için de bir kişinin hayatına kıyması veya onu öldürmeleri çok basit bu ülkede." (Kısa Dalga)

Podcast