Rusya ve BAE’ye maden kıyağında son perde

Rusya ve BAE’ye maden kıyağında son perde
Enerjiyle ilgili torba yasadaki maddeler gizleniyor: Maden aramak isteyenler, raporlamadan muaf tutulacak… Rosatom, Akkuyu’ya taşınacak nükleer çubukların sorumluluğunu üstlenmeyecek… BAE, imar planı olmadan denize, göle enerji yatırımı yapabilecek!

Mehveş Evin

Enerji alanında düzenlemeler içeren Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Ocak ayının sonunda TBMM Başkanlığına sunuldu. İçeriğinde neler olduğunu muhalefet de kamuoyuna duyurmadı. Erzincan İliç’teki facia olmasaydı, bu torba kanun Meclis’e getirilip oylanacaktı.

Yerel seçimler sonrasına bırakılan torba yasa, iktidar temsilcileri tarafından övünçle sunulsa da ülkenin doğal kaynaklarının talanının önünü daha da açmakla kalmıyor, milli güvenlik tehlikesi de barındırıyor.

“Yüzde 100 Yerel” podcastinin bu haftaki bölümü için konuştuğum Kaz Dağları Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği’nin Başkanı Süheyla Doğan, “Değişiklikler ne yazık ki komisyonlardan geçmiş durumda.

Durum şu açıdan vahim, muhalefet partileri böyle bir çalışma geldiğinde aslında kamuoyunu, sivil toplum ve ekoloji örgütlerini bilgilendirmek zorundalar ki bu biz bunu kamuya mal edelim, talebi toplumsallaştıralım ve muhalefeti yükseltelim” diyor.

Kaz Dağları Derneği, komisyon tutanaklarını ve görüşmeleri anlayabilmek için yüzlerce sayfalık arka plan tartışmaları da inceledi. Madencilikle ilgili ilk dört maddesine dair görüş bildirip kamuoyuna bir duyuru yapsa da kimse işin vahametini anlayamadı.

Buna göre Madencilikle ilgili düzenlemede UMREK denilen sistem tamamen devreden çıkarılıyor. Şimdi bu ne demek?

“Soma faciasından sonra madencilikte biraz raporlamayı denetimi sağlayabilmek için getirilen bir uygulamaydı. UMREK’e göre maden ruhsatları sahipleri satın aldıkları ruhsat alanı içerisindeki maden rezervlerini saptar, bütün alanı bunu raporlarlar. Nasıl bir madencilik yapacağını sisteme yüklerler. Bu raporlara ulaştığımızda bu şirket ne yapacak, neyi hedefliyor, ne kadar rezervi var falan gibi bilgilere ulaşabiliyoruz. Raporlama yapmaları için 4.sınıf madenciliğe 10 sene, taş ocakları gibi diğer sınıflara beş sene veriliyordu,” diyor Doğan.

İyi de bu yasa değişikliği niye çıktı? Çünkü kimse raporlama yapmamış! İşte bu nedenle devlet, şirketlere raporlama muafiyeti getirmeyi amaçlıyor. Yani isteyen şirketin ÇED’e başvurup, istediği yeri hallaç pamuğu gibi atabilmenin önü daha da açılıyor. Kanunun gerekçesinde 4. Sınıf madenciliğin dışındaki küçük şirketlerin yükümlülüklerini kaldırmak, işlerini kolaylaştırmak yer alıyor.

Süheyla Doğan’a göre bu değişikliğin ardında yatan amaç, dördüncü sınıf dışında da diğer madenciliğin
önünü daha fazla açabilmek, inşaat sektörünü daha da teşvik etmek.

Nükleer çubukların sorumluluğu taşeronda!

Kanun teklifindeki son maddelerden bir tanesi de nükleerle ilgili. Malum, kendi topraklarımızda, Akkuyu’da Rusya devletinin sahibi olduğu Rosatom şirketi, nükleer santrali tamamlamak üzere. bir düzenleme biliyorsunuz. İşte bu santrale nükleer çubukları taşıma sistemiyle ilgili de bir madde söz konusu. Buna göre nükleer çubukları taşıma sorumluluğu Rosatom’a değil, kim taşıyorsa ona (taşerona) ait olacak.

“Yani herhangi bir tehlikede, kazada olası taşıma sırasında meydana gelebilecek herhangi bir durumda Rosatom olmayacak karşımızda. Misal, Rusya’dan aldık, Türkiye’ye getiriyoruz. Nükleer çubukları taşıyan şirket bu işten sorumlu olacak. Böyle saçma sapan bir şey olabilir mi? Türkiye Cumhuriyeti Rosatom ile anlaşma yapmış. Santralle ilgili her şeyden sorumlu
olmak zorunda.”

BAE’ye plansız yenilebilir enerji yatırımı hakkı

Kaz Dağları’nın titiz çalışmayla ortaya çıkardığı bir başka madde de yeni enerji yatırımları ile ilgili. Göllerde ve denizlerde yüzer güneş ve rüzgâr santrali kurulmasına olanak veren değişiklikte, imar planı da istemiyor. Yani yerel otoriteleri de bypass ediyor. Peki neden?

Türkiye, geçen Temmuz’da Birleşik Arap Emirlikleri’yle stratejik ortaklık anlaşması imzaladı. Karşılıklı işbirliği anlaşmasına göre Türkiye, BAE’ye yeni enerji yatırımı alanları açma ve mevzuatı “kolaylaştırma” vaadinde bulundu.

Süheyla Doğan’a göre “kıyamet kopması lazım” ama kimseden ses yok: “Yerel yönetimlerin yetkisini gasp ediyor, zaten denizlerde ve göllerde imar planı diye bir şey yok diye. Denizde, gölde inşaat yapmaya kalkıyor.”

Podcast