Zeynep Esmeray Özadikti: Yıllarca bir tek ben ve Zeki Müren varız zannettim...

Zeynep Esmeray Özadikti: Yıllarca bir tek ben ve Zeki Müren varız zannettim...
Zeynep Esmeray Özadikti milletvekili seçimlerini kazanırsa Türkiye’de ilk kez trans bir kadın meclise girmiş olacak. Özadikti, milletvekili olarak meclise girip girmeyeceğine ilişkin soruya “Ben meclise gideceğime inanıyorum, artık zamanı, bu seçim o seçimdir” şeklinde yanıt verdi.

İstanbul 2. bölge 3. sıra milletvekili adayı Zeynep Esmeray Özadaktı Kısa Dalga’da, Yeşim Özdemir’in sorularını yanıtladı.


Esmeray Özadikti milletvekili seçimlerini kazanırsa Türkiye’de ilk kez trans bir kadın meclise girmiş olacak. Özadikti, milletvekili olarak meclise girip girmeyeceğine ilişkin soruya “Ben meclise gideceğime inanıyorum, artık zamanı, bu seçim o seçimdir” şeklinde yanıt verdi.


Tiyatro Sanatçısı Özadikti, meclise girerse LBTİ+’ların toplumda eşit haklara sahip olması için mücadele edeceğini, bunun için de ilk olarak İstanbul Sözleşmesi’ni geri alacaklarını belirtti.

“TİP’te olmam HDP’den koptuğum anlamına gelmiyor”

Daha önce çeşitli siyasi çalışmalarınız HDP’de de olmuştu. HDP’den devam etmek mümkün müydü yoksa sizin için doğru adres TİP’miydi?

Ben Kürt bir ailenin çocuğu olarak zaten doğduğum günden beri aktif politikanın içindeyim. LGBTİ+ ve Feminist Hareket’in içinde bulunduktan sonra da HDP’ye oy verdim, HDP’de aktif oldum. Daha doğrusu HDK’nin içinde aktif oldum. HDK Kongresi içinden parti meclisine girdim, divanda vardım, orada politikalar üretiyordum. Sonra tiyatro çalışmalarım yoğunlaştı. Oradaki arkadaşlara HDK’nin içinde çok aktif olamayacağımı söylemiştim. TİP’de olmam HDP’den tamamen koptuğum anlamına gelmiyor. Zaten bloğun içinde, birlikte karar veriyoruz. LGBTİ Hareketi çok ciddi sorumluluk isteyen bir hareket. Oradan gelen talepler benim sorumluluğumda şu an. TİP’in meclise bu kadar yakın bir yerde beni aday göstermeleri olumlu geldi bana. Nedne olmasın dedim, umarım parlamentoya da gireriz.

Meclise girerse Türkiye tarihinde bir ilk olacak

Meclise girerseniz Türkiye tarihinde bir ilk olacak. İlk defa trans bir kadın mecliste olacak, çok da güzel olur. Ben sizi mecliste görmek isterim. Fakat AKP Hükümeti’nin de katkısıyla toplumda homofobinin yükselişte olduğu bir dönem. Böyle bir ortamda kazanma ihtimaliniz nedir sizce, meclise girebilir misiniz?

Sokaktaki saha çalışmaları, bize gelen veriler, yüz yüze görüştüğümüz insanlar, beklemediğimiz yerlerden destek geliyor. Benim tahminim biz, ikinci bölgeden üç milletvekili çıkarabiliriz, zorluyoruz. Ben meclise gireceğime inanıyorum, artık zamanı. Bu seçim, o seçimdir. Mecliste olmanın vaktidir.

“Yaşamak istiyoruz önce”

Meclise girerseniz LGBTİ+’ların toplumda eşit haklara sahip olması için ne tür politikalar öneriyorsunuz?

Bir kere İstanbul Sözleşmesi’ni alacağız. Bu birinci ve en önemli hedefimiz. Hiç tartışmaksızın onu geri alacağız. Türkiye’de yaşayan LGBTİ+’ların cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim ibaresini Anayasa’nın kırkıncı maddesine koydurmak için elimizden geleni yapacağız. LGBTİ+’ların iş istihdamının önünü açacak politikalar yapacağız. En acil eylem planı da seks işçiliği yapmış yaşlı trans kadınlar için sığınma evlerine ihtiyaç var. LGBTİ+’ların bu ülkede her yurttaş gibi eşit, huzur ve refah içinde yaşamaları için adımlar atacağız. Bunlar zaten bizim seçim beyannamemizde de var. Ondan sonra gerisi gelir zaten.

Bana hep şunu soruyorlar: “Evlenmek isteyecek misiniz?” Yaşamak istiyoruz önce. Tabi ki edinilmiş hak olarak evlilik hakkı da versinler. Ama ondan önce trans kadın cinayetlerini durdurmak istiyoruz. Ondan önce LGBTİ+’ların kimliklerinden dolayı işe alınmamalarının yolunu kesmek istiyoruz.

“Bir telefon kadar yakın olacaklar”

LGBTİ+’ların içinden biri olarak mecliste olmanız, onların haklarını savunmanızla, herhangi bir milletvekilinin LGBTİ+’ların haklarını savunması açısından ne gibi bir fark olur?

Şimdi şöyle; TİP’in zaten LGBTİ+’ların haklarını savunuyor ama LGBTİ+’ların bizimle birlikte yürümesini de istiyoruz. Birlikte karar verelim, karar mekanizmalarında olsunlar. Herhangi bir sorun olduğunda LGBTİ+ dernekleri randevu almak için günlerini harcıyor. Bazen randevu alamıyorlar bazen geri dönüşler olmuyor. Fakat LGBTİ+ bir milletvekilin orada olması, bir telefon kadar yakın olacaklar. Direkt bana ulaşabilecekler telefondan ve ben hemen yanlarına gideceğim. Gelip meclisin önünden geri dönmeyecekler. Mutlaka ben onları alacağım ve içeri sokacağım.

“LGBTİ+’ların aktif politikaya katılımını sağlamak gerekiyor”

LGBTİ+’ların siyasi arenada daha fazla temsil edilmesi için neler yapılabilir?

Daha çok görünür kılmak gerekiyor. Tıpkı kadınları da daha aktif politikaya katılımını sağlamak gibi. Kadınların da karar mekanizmalarında olmalarını sağlamak gibi LGBTİ+’ların da aktif politikaya katılımını sağlamak gerekiyor. Sadece üye yapmak değil, üye yaparsınız ama bunlar ne kadar karar mekanizmalarında olabiliyorlar? Karar mekanizmalarında eşit bir şekilde temsiliyetin önünü açacağız. Yani bundan sonra sağ partilerde de göreceğiz. Tıpkı Avrupa’da, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi. Ne kadar birinci ağızdan kendimizi ifade edebilirsek LGBTİ+’lara yönelik önyargıları da o kadar kırabiliriz.

“Erdoğan bilse milyonlarca oy bana gelecek politikası değişir”

Cumhurbaşkanı Erdoğan iktidara geleceği dönemin başında 2002 yılında, seçim öncesinde katıldığı bir programda kendisine sorulan LGBTİ+ haklarıyla ilgili şöyle diyor “eşcinsellerin de kendi hak ve özgürlükleri çerçevesinde yasal güvence altına alınması şart. Zaman zaman bazı ekranlarda onların da muhatap oldukları muameleleri insani bulmuyor.” Fakat yıllar içinde kendisi ekranlardan, meydanlardan LGBTİ+’lar için “sapkınlar” dedi, “bunlar dine aykırı, aile yapısına aykırı, topluma aykırı” dedi, onları hedef gösterdi. Erdoğan’ın süreç içerisindeki bu değişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Onun o zaman k bir sürü güzel söylemi vardı. Kürtler için de çok güzel söylemleri vardı. Cumartesi Anneleri’ne gidip Berfo Ana’ya ‘senin çocuğunu bulacağım’ sözü vardı. Sonrasında yaptığı politikaları gördük. Sonrasında Erdoğan’dan çok ciddi bir ego yükselmesi gördük ve tek tipleşmeye doğru gitti. Sağ politika biraz böyle, kendi çıkarlarına yaramayan her şeyi birden alaşağı edebiliyor. Erdoğan eğer bilirse, LGBTİ+’lar çok zengin lobilere sahip, milyonlarca oyları bana gelecek politikası değişebilir.

“Ne de zavallı bir durum”

Bir de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bir açıklaması vardı. Çok utanarak bu soruyu soracağım. Yine başkaları adına utanmış olacağız. Şöyle bir açıklaması olmuştu Soylu’nun “hani LGBTİ+Q diyorlar ya onun içinde hayvanla insanın evlenmesi de var.” Meclise gelirseniz öyle görüyorum ki siyasilere de LGBTİ+’nın ne olduğunu anlatmanız gerekecek.

E tabi. Yani aslında kendisi de biliyor öyle bir şey olmadığını sadece çırpınma. Ve ne de zavallı bir durum. İktidarda olan ve hala İçişleri Bakanlığı yapan birinin böyle bir açıklama yapması onun aslında bir aciziyet içinde olduğunu gösterir. Yani onun açılımını biliyor bence, hiç öyle bir şey olmadığını da biliyor LGBTİ+’ların sapkın olmadığını da biliyor. Ama o bunu söyleyerek böyle düşünen, bilinçsiz kesimden oy devşirmeye çalışıyor. Çok korkunç bir şey.

“Tek, yanlış ve yalnız olduğunuzu hissediyorsunuz”

Keyifli bir anekdotla bitirelim. Sizin yıllar önce TED X konuşmanızı izlemiştim. Orada “yıllarca ben bir tek Zeki Müren’le ben varım sanıyordum” diyorsunuz. Sizden o anekdotu dinleyebilir miyiz? Çünkü biraz da sizin hayatınızda da dönüm noktaları olan bir dönemi de içine alıyor...

Şimdi köydesiniz, ne olduğunuzu bilmiyorsunuz. Ama bir farklılık hissediyorsunuz. Zaten çocukken hep dayak yiyorsunuz. “Neden kız gibisin, neden kız gibi hareket ediyorsun, erkek gibi ol, erkek gibi eline çubuk al” gibi baskıları yaşıyorsunuz. Tek, yanlış ve yalnız olduğunuzu hissediyorsunuz. Zeki Müren’i televizyonda gördükçe “a benden başkası da var” diye düşündüm. Yıllarca sadece ben ve Zeki Müren var zannettim. Sonra Bülent Ersoy çıktı “a başkası da var bu tam kadın da olmuş” sonra İstanbul’a gelince baktım dünyanın yarısıyız.

Söyleşi